Osmanlı Devleti tarihte farklı kültür ve inanışların olduğu coğrafyaları da hakimiyeti altına almıştır. Osmanlı’nın bu bölgelerde hakimiyeti, bu bölgelerin gelişimine katkı sağlamış ve yeni bir kültürün ve medeniyetin oluşmasına ve-sile olmuştur. Diğer bir deyişle, Balkanlar’ın Osmanlı hâkimiyeti altına girme-siyle birlikte İslâm medeniyetiyle de tanışmıştır. Osmanlı’nın hakimiyeti altında geçen yaklaşık beş asır buyunca bu bölgelerde, kültür ve sanat tarihi açısın-dan muhteşem camiler, tekkeler, zaviyeler, kervansaraylar, köprüler ve benze-ri yapıların imarında öncülük edildiği gibi ilim faaliyetini yürüten medreseler de kurulmuştur.1 Medreselerde Anadolu’da egemen olan Ehl-i sünnet merkezli din anlayışının öğretimine önem verilmiştir. Bu uğurda fikir ve düşünce üre-ten ilim merkezlerinin yaygınlaşmasına ve bu merkezlerde görev alacak bilim insanlarının yetişmesine katkıda bulunulmuştur. Çalışmamızın konusu olan ve Makedonya’nın kuzeybatısındaki Gostivar’a baǧlı Vrapҫişte’de 1920 yılında dünyaya gelen Meddah Medresesi mezunu Kemal Aruçi de bu medreselerde eği-tim alarak yetişmiş, yine bu medreselerde hocalık yapmış ve kelâm ilminin te-mel konularını oluşturan ulûhiyet, nübüvvet ve âhirete dair meselelerde görüş bildirmiştir. Onun kendi el yazısı ile kaleme aldığı yaklaşık 300 sayfadan oluşan “Akaid ve Kelâm Dersleri” başlıklı ders notları incelendiğinde, her ne kadar siste-matik bir tarzda itkâdî konuları ele alan bir eser olmasa da, bu eserde âlemin kıdemi, mârifetullah, Allah’ın sıfatları, rü’yetullah gibi, klasik kelâm eserlerinde, ulûhiyet bahislerinde ele alınan konulara da genişçe yer verdiği görülmektedir.