İstanbul için yazılmış şiirler başlı başına bir derya deniz oluş-turmaktadır. Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’u fethetmesiyle birlikte Klasik Türk Edebiyatında, İstanbul şairlerin kaleminde tema edinen şehirlerin başında gelmektedir. Klasik edebiyat-tan, Yahya Kemal’e ve ondan sonra birçok şair İstanbul’a karşı duygularını şiir ile dile getirmiştir. Bu durum birçok romancı, yazar ve hikâyecinin kendini bir İstanbullu şair-yazar olarak görme isteğini de doğurmuştur. Hatta dünyada en çok şiir ya-zılan şehirlerden biri olarak da İstanbul karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle Osmanlı döneminde bir bütün olarak uzun yıllar Osmanlı idaresinde kalmış olan Balkan coğrafyasının önde ge-len şehri Üsküp’te doğmuş olan Abdülfettah Rauf da bu konuya bigâne kalmamıştır. Rauf, muhtemeldir ki payitahtı hiç ziyaret etmemiştir. Bunu şairin yaşam öyküsünden hareketle söylemek mümkündür. Şair bu durumu, İstanbul’u merkeze aldığı şiirle-rinde özlemini vurgularken, yer yer de tarihini övmüş ve geç-mişine hasret beslediğini payitahtı açıkça beyan ederek farklı duygularını şiiriyle dile getirmiştir.