19.yüzyıl İmparatorluklar ve İslam dünyası için uzun yüzyıl ola-rak isimlendirilmiştir, bu tabir 20.yüzyıl Balkan Müslümanları için de rahatlıkla kullanılabilir. 20.yy’da Balkan Müslümanları siyasal, toplumsal, kültürel iktidarlarını kaybedip azınlık, göç, tehcir, asimilasyon gibi devletin modern araçlarıyla karşı karşı-ya kaldılar. Bu süreç kimliklerinin uluslaşması, sekülerleşmesi, parçalanması, ötekileştirilmesi, düşmanlaştırılması ve yok edil-mesi gibi tarihin hızlı, yoğun ve acılı bir şekilde aktığı bir yüzyılı yaşamalarına neden olmuştur. Balkan Savaşları, Dünya Savaş-ları, Komünizm, Soğuk Savaş, Bosna ve Kosova savaşlarıyla son bulan bu uzun yüzyılda birçok farklı uluslararası sistem, rejim, siyasal sistem, ideoloji ile Müslümanlar yüzleşmek, bu meydan okumalar karşısında varlığını devam ettirebilmek ve olabildi-ğince yeni formlar üretebilmek ile karşı karşıya kaldılar. Balkan coğrafyası İmparatorluk bakiyesinin miras olarak bıraktığı çeşit-liliğe ek olarak 1918 sonrası birçok ulus kimlik ve devlet, birçok rejim ve ideolojiye kapı aralayarak rıza, homojenite, birlik ve bü-tünlük, irredentizm, ötekilik gibi büyük sorunları da bünyesine dâhil etmiştir.