Abdülfettah Rauf, dünyaya geldiğinde Osmanlı idaresi Üsküp’te son buhranlı günlerini yaşıyordu. Gergin ve çalkantılı toplumsal olayların yaşandığı bölgede Arnavut isyancılar Priştine, Ferizovik ve İpek kasabalarına saldırmış ve Kaçanik Geçidi’nde Mitrovi-ça’dan Üsküp’e giden demiryolunu kapatmışlardı.1 Bunun sonu-cunda Osmanlı hükûmeti bölgede sıkıyönetim ilan etmişti. İsa Bo-letini, 1910 yılında alınan yeni vergiler ardından daha önce 1909 ayaklanmasına katılan Arnavut liderleri Osmanlı İmparatorlu-ğu’na karşı yeni bir ayaklanmaya ikna etmeye kalkıştı. Arnavutlar, İttihatçı Osmanlı hükümetinin yeni merkezileştirme politikaları-na karşı isyana kalkışmış, sıkıyönetim önlemleri ardından çatış-malar başlamıştı. İki hafta süren şiddetli çatışmalar sonucunda is-yancılar Drenitsa bölgesinden çekilmiş, Osmanlı Ordusu Prizren ve Yakova’yı, İpek’i geri almış ve iki ay sonra İşkodra’ya girerek ayaklanmayı bastırmıştı. 1911 yılında Padişah V. Mehmed Prişti-ne’yi ziyaret ederek cinayet işleyenler dışında isyana katılanlara af çıkarmıştı. Fakat bu af bölgedeki sorunlara çözüm getirmediği gibi Balkan Savaşlarının çanları çalmaya başlar ve bir sonraki yıl Üsküp tamamen Osmanlı idaresi altından çıkar.2 Ömrü boyunca birinci ve ikinci Balkan Savaşlarına, Birinci ve İkinci Dünya Savaş-larına şahit olacak, yaşanan büyük toplumsal çalkantılara tanıklık edecektir. Bunun akabinde idarelerin hüküm sürdüğü şehirler eğitimli, kültürlü, Sosyo-ekonomik güçlü bir zümreden mahrum kalacak, kısa zamanda kitleler halinde boşalacaktır.