Balkanlar, sosyo-kültürel manada tarih boyunca farklı etnik, dinî ve sosyal kimliklere sahip topluluk ve kavimlerin bir arada yaşadığı/yaşamaya çalıştığı bir coğrafyayı ifade etmektedir. Bu-nun yanında, tarih boyunca muhtelif ‘medeniyet tasavvurları’ ve buna bağlı olarak farklı idare tarzlarının hâkimiyeti altında asır-lar boyunca idare edilen bir coğrafya olarak tarif edilmektedir. ‘Medeniyet’ kavramının çok farklı tarifleri mümkün olmakla bir-likte, en geniş manası itibariyle; “bir dünya görüşünün zaman ve mekân koordinatlarında hayat bulması ve maddi bir nitelik kazanması”1olarak ele alınabilir. Bu manada, Balkanlar coğraf-yasında asırlar boyu hüküm süren Osmanlı Devleti’nin ortaya koyduğu ve “Pax Ottomana” (Osmanlı Barışı) mefhumu ile ifade edilen idari başarısının arka planındaki insani ve içtimai değer-ler, İslâm Medeniyeti’nin tezahürünü sağlayan eserlere ve şahsi-yetlere zemin hazırlamıştır.