İnsanoğlu duygu ve düşüncelerini aktarmak için her yolu dene-miştir. Yazının icadına kadar aklından geçenleri, yaşadıklarını, hissettiklerini çizgiyle, resimle anlatan insan, yazıyı kullanmaya başladığı tarihten bugüne kadar her ne hissettiyse ne yaşadıysa yazıya dökmüş ve tarihe not düşmüştür. İnsanın yaşadıklarının ve hissettiklerinin yazıya aktarılması zamanla çeşitlenmiş, şekil-lenmiş, kendine mahsus hususiyetler kazanarak zaman içerisin-de değişik türlerde adlandırılmaya başlanmıştır. Böylece yazılı anlatım türleri dediğimiz yazı çeşitleri oluşmuştur. Bu türler içe-risinde en kadim olan türlerden birisi de şiirdir. Antik dönemlerden günümüze pek çok örneklerini gördüğümüz şiir, insanoğlunun her türlü duygusuna tercüman olmuş bir tür olarak edebiyat içerisinde kendisine mahsus bir yere sahiptir. Belki de bu nedenle her insanın bir şiiri vardır ve her insan biraz şairdir. Ömrü hayatında bir kez olsun şiir yazmamış ya da yaz-maya teşebbüs etmemiş kişi yoktur denebilir.